top of page

ŞİRK ve MEZARLIK KARDEŞLİĞİ

Hangi yatır, hangi türbe “kaça kaç” veriyor? Hangisi “koca”sı olmayana koca, “işi” olmayana iş buluyor? Hangisi “jinekolog”, hangisi “psikolog”? Hangisi “KPSS”ye, hangisi “ÖSSY”ye bakıyor? Her işe ölülerin baktığı, cesetlerin iktidar olduğu, türbelerden yönetilen bir toplum! Alın size “Mezarlık Kardeşliği” Korku filmi falan değil, GERÇEK… Ölülerin egemen olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Her işe onlar bakıyor, her kapıyı onlar açıyor… Genci, yaşlısı, erkeği, kadını kapısında kul olmuş, mermerine elini yüzünü sürüyor, öpüp okşuyor, avuçlarını açmış yardım diliyor, dua ediyor, önünde sabahlıyor, önünde iftarını açıyor. Ve gerçekten güveniyor, yürekden inanıyor, hatta eşine dostuna tavsiye bile ediyor. Bu nasıl bir sevgi, bağlılık ve sadakat. Bu nasıl bir inanç? Bilseniz, mezarda kemikler bile kalmamış, belki de içerisi bile bomboş, ceset bile yok! RAD 14; Gerçek dua O’na yöneltilendir. O’nun dışında çağırdıkları ise onlara hiç bir şekilde karşılık veremezler. Ey, dini bütün “Mezarlık Kardeşliği” mensupları; “Eyüp Sultan”ı kutsal topraklar ilan ederek her özel gününü ve ibadetini oraya giderek taçlandıran, “Telli Baba”sız düğünü, “Hızır”sız hıdırellez’i “Oruç Baba”sız ramazan’ı geçirmeyenler; Neden, Allah bu kainatı ve bizi yaratmışken, şah damarımızdan dahi bize yakınken, her an yanımızda, her an bizi görüp gözetliyorken “O”na güvenmiyor ve “O”ndan istemeyi akledemiyorsunuz? NEDEN? Hiç ölmeyecekmişsiniz gibi şirk içinde, Allah’a envayi çeşit ortaklar koşarak, uydurma bir dini yaşıyorsunuz ya, birde gün gelip o türbelerde, mezarlarda yatanlar gibi öleceğinizi, hesap vereceğiniz günü ve neden hesaba çekileceğinizi düşünün. İşte o gün gelip çattığında, bazı soruların size sorulacağını ve ne cevap vereceğinizi düşünün….. NASIL MI? Yaradan, Nisa Suresi 43. ayette “…ne dediğini bilinceye kadar… namaza durma” diyor… Namazını ne dediğini bilmeyerek “anadilinle” kılmadığın için sana şu soru sorulacak; Neden namazlarında Allah’ın huzuruna çıktığında ne dediğini bilmiyordun? NEDEN? Allah, kılmamız gereken namazları “OKUYUN” dediği kitabında açık seçik belirtmişken, CİN Suresi 18. Ayette “Mescidler sadece Allah’a aittir; öyleyse Allah ile birlikte hiç kimseyi çağırmayın” diye emretmişken ve sen, sadece ve sadece “ALLAH RIZASI” için namazlarını kılmıyorsan, herhangi bir isim altında niyet ederek namaz kılıyorsan, emredildiği gibi, “dosdoğru” ve “zamanında” kılmaya çalışmıyorsan, sana namaz konusunda aşağıdaki sorular sorulacaktır; Neden kılmadığın namazların kazasını kıldın? Neden “Sünnet” namazı kıldın? Neden Cuma Namazı’na gittiğinde “Zuhr-i Ahir” namazını kıldın? Neden “Vaktin Son Sünneti” namazını kıldın? Neden “Teravih” namazlarını kıldın? Neden “Bayram” namazlarında saflarda yer aldın? Neden camiye gittiğinde iki rekat “Selamlama” namazı kıldın? Neden “ALLAH RIZASI” dışında namaz kıldın? NEDEN? Yüce Rab’bim ne zaman, neden ve nasıl abdest alacağımızı da Kitab’ında açık seçik anlatmış. Sen abdesti de Kur’an’a göre uygulamadığın için, sana abdest konusunda da aşağıdaki sorular sorulacaktır; Neden abdest alırken ağzına ve burnuna üçer-beşer kez su çektin? Neden Kur’an okumadan önce abdest aldın? Neden abdest almaya sağ elinle başladın? NEDEN? Her gün en az kırk kez “Senden başka ilah yoktur” ve “Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz” dediğin halde (tabii ki arapça okuyorsan farkında olamayabilirsin) dileklerini cami yanındaki türbelerde arayanlardan olduğun ve Rab’bimin yanına bir başkasını koyduğun için sana “istek” konusunda da aşağıdaki sorular sorulacaktır; Neden “Eyüp Sultan”a gidip mum yakarak dilekte bulundın? Neden “Hacı Bayram Türbesi”ne gittiğinde çaput bağlayıp oğlun için hayırlı bir iş istedin? Neden yanına sirke alıp yarım dilim ekmek ile “Oruç Baba Türbesi”nde orucunu açtın? Neden “şu efendiden” ya da “bu efendiden” dilekte bulundun? NEDEN? Yüce Allah, Kitab’ında kutsallarını belirlemişken (Ramazan ayı, Cuma günü, Kadir gecesi gibi) Beraat, Regaip, Miraç ve benzeri isimlerde “kandil” geceleri icat ederek kutsallaştırılması ile ilgili sana aşağıdaki soruda sorulacaktır; Neden bu gecelerde normal ibadetinin dışında “mübarek(!) uydurma kandil geceleri hürmetine” ibadet ettin? NEDEN? Allah, “OKUYUN” emri ile okumamızı ve anlamamızı istediği Kitab’ının Zuhruf Suresi 44. Ayetinde “Bu Kitap’taki emir ve yasaklardan sorumlu tutulacaksınız, yalnız ondan hesaba çekileceksiniz” demekte. Sorumlu olduğun ve hesaba çekileceğin başka bir kitap olmadığı için sana aşağıdaki sorular da sorulacaktır; Neden Kur’an-ı Kerim yerine “Kütüb-i Sitte” okudun? Neden hadis üreticilerine değer verdin? Neden hadislere uyarak bu sözde dini yaşadın? NEDEN? Rab’bim, Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayetinde “bölünmeyin, parçalanıp fırkalara, mezheplere ayrılmayın” diye uyarıyor ve emrediyor. Sorumlu olduğun kitap böyle demesine rağmen sana emredilene uymuyorsan aşağıdaki sorular da sorulacaktır; Neden Sünni’sin? Neden Alevi’sin? Neden herhangi bir cemaate bağlısın? Neden Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli mezheplerinden birisine tabisin? Neden Bektaşi, Mevlevi, Nakşibendi tarikatlarıyla ilgin var? NEDEN? Kur’an-ı Kerim’de “zekat”ın önemine ve gerekliliğine dikkat çekilirken, ibadette namaz ile aynı tutuluyorken ve birlikte tekrar ediliyorken ve işin matematiğine girilmeden “fazlasını” ver diye buyuruluyorken, şu sorulara da hazırlıklı ol; Neden imanında herşeyinden fedakarlık ettinde parana kıyamadın? Neden paranı ihtiyacı olanlara değilde tarikatine, cemaatine veya şeyhine bağışladın? Neden kitabına değilde rivayetlere uyarak kırkta birini verdin? Neden yetime, öksüze, muhtaca yardım etmedin, aşını paylaşmadın da firavun gibi öbür tarafa taşıyabileceğini düşündün? NEDEN? Yaradan, En’am Suresi 114. Ayette “Allah’tan başka yasa koyucu olmadığını ve bize kitabı detaylı olarak indirdiğini” belirtmişken , sen hala kuşkulanarak Allah’a ortak koşar, kendine türlü türlü veliler edinirsen ve kitabımızı yetersiz görürsen sana şu sorularda sorulacaktır; Neden sermayesi din olan, Allah’ın dinini kendine ekmek kapısı yapan din rantçılarına uydun? Neden Allah ile arana birilerini köprü yaptın, medet umdun, fetva istedin, şefaat diledin? Neden Allah ne emretti diye değilde, Peygamberimiz ne buyurdu diye saf tuttun? NEDEN? Ve olmazsa olmazı, kopya vereyim kesin gelecek soru; Neden ALLAH’ın elçisi, O’nun buyruklarını tastamam, ne eksilterek, ne arttırarak ileten, tek mucizesi Kur’an olan, bizim gibi günahları için af dileyen, hataları olan, tüm insanları sadece ALLAH’a ve tevhide çağıran, kendisine bizi gözet dediğimiz Muhammed Peygamber’e inanacağına ve onaylayacağına; Neden sen, Allah’ın hükümde ortağı ve sevgilisi, şefaatçi, kainatın efendisi, geleceği bilen, türlü türlü mucizeler gösteren, günahsız, insanları kendi sünnetine ve tesniyeye çağıran, hatasız, kendisine raina (bize çobanlık et) denilen Muhammed’e inanıyor ve onaylıyorsun? NEDEN? NEDEN? NEDEN? Düşündünüz mü, bu sorulara ne cevap vereceğinizi? Ey sözde dini bütün “Şirk Kardeşliği” mensupları; Yukarıdaki örnekler uzadıkça uzar, ne yazmakla nede saymakla biter. Eğer siz bu soruların size sorulmasını istemiyorsanız “Rehberimiz “Kur’an-ı Kerim”i Arapça ağlayarak değil, Türkçe anlayarak OKU!’yun” ve unutmayın size sadece ve sadece Kur’an yeter ve yalnız ondan hesaba çekileceksiniz… Zuhruf 44; Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. Okuyunda; Ahirette bi sürpriz olmasın! Bilin istedim, Selam… 2014 / Hüseyin KOCABAŞ DE Kİ, ALLAH BANA YETER! (Zümer Suresi 38)

bottom of page